reklamlar

haberler

manşet haberler

Personel Sağlık Personeli Sağlıkçılar PersonelSaglik.NET

30 Haziran 2016 Perşembe

MEBBİS Görevlendirmeler Hakkında Açıklama

Öğretmenlerin 2016 Yılı İller Arası İsteğe...

Karayollarında Son Durum!!

Karayolları Genel Müdürlüğü yol durum bültenine göre, Karabük ayrımı-Eskipazar-Çerkeş-Ilgaz yolunun (Çerkeş bölümü) 1. kilometresinde meydana gelen heyelan nedeniyle sağ şerit kapalı olduğundan, bu kesimde ulaşım Samsun-İstanbul istikameti sol şeritten gerçekleştiriliyor. Heyelan riski devam ettiğinden dolayı sürücülerin trafik işaret ve işaretçilerine dikkat etmeleri gerekiyor.

Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu inşaatı kapsamında, Manisa-İzmir kesimi otoyol ana gövdesinin Karasuluk Kavşağı ve bağlantı yollarının İzmir Çevre Yolu'na bağlantısının yapılabilmesi çalışmaları nedeniyle ulaşım bant aktarımı yapılarak sağlanıyor.

Aksaray-Ulukışla-Pozantı yolunun 0-19. kilometrelerinde bakım, onarım ve üstyapı (bitümlü sıcak karışım) çalışmaları nedeniyle yol trafiğe kapatılarak Aksaray'dan gelen trafik Konya-Ereğli Kavşağı'ndan otoyola yönlendiriliyor. Pozantı'dan gelen trafik ise Ulukışla-Çaykavak Kavşağı-Beyağıl yolu üzerinden veriliyor.

Göksel Yıldırım

25 Haziran 2016 Cumartesi

Şikayetvar.com ANKET DOLANDIRILIĞI

 

Böyle saçma bir konuyla ne kendimi ne de okuyacak kişiyi meşgul etmek isterdim ne de blogumda böyle konunun kalabalık etmesini isterdim. Ama problem sadece bir firma değil, bir dünyagörüşü. Kıymetli okuyucu, vaktin kıymetliyse okuma.

 

Sikayetvar.com ilk çıktığında sevinerek karşıladığım bir siteydi. Belki o zamanlar kaliteli bir hizmet sunuyordu. Kâr amacı gütmüyor diye orda burda tanıtımını yapıyor, gurur duyarak bahsediyorduk. Bir gün ŞikayetVar anket çalışmamız olacak deyince de büyük bir güvenle hemen kabul ettim. İnternetteki anket siteleri dolandırırdı ama şimdi ŞikayetVar kalitesi dedim. Birinci anket, ikinci anket derken bir terslik olduğunu farkettim. Anketle para kazanmak mümkün değildi. Bu da bir dolandırıcılıktı. Anket uygulamasından çıkmak için ŞikayetVar'da bir düğme aradım, bulamadım. Hiç uğraşmayayım, ŞikayetVar'dan üyeliğimi tamamen sileyim dedim bari bunun düğmesi varken dedim.

 

Üyeliğim dört aydır silinmemişti. ŞikayetVar'dan anket mailleri gelmeye ve geldikçe de sinir bozmaya devam ediyordu. Spam olarak işaretlesem ben kafamı dinleyeceğim ama dolandırıcılık yüzsüz yüzsüz devam edecekti. Dolandırıcılığı hem millet bilsin, hem de bu mailler bir son bulsun dedim ve ŞikayetVar Anket'i 29 Temmuz 2010 tarihinde sikayetvar.com'a şikayet ettim. İlk ve tek şikayetimin metni şöyle:

 

 

Sikayetvar Anket dolandırıyor

 

sikayetvar.com sitesinin anket uygulamasına vaat ettikleri gibi para kazanırım ümidiyle katılmıştım. Ancak kandırmaca olduğunu farkettim. Anket maili geldikten bir saat sonra belirlenen katılımcı sayısına ulaşıldı diye ankete kabul edilmiyorum. Ankete kaç kişinin alındığı belli değil. 10.000 katılımcıdan 100 tanesi ankete alınsa güvenilir bir anket çıkar herhalde. 10.000 kişiyi kullanıp 100 kişiye anket katılım parası ödemeyi etik bulmuyorum.

 

Anketlerden elde edilen paranın hesaba yatması için belli bir miktar para toplamanız gerekiyor. Ayrıntıları hiçbir yerde yazmıyor ama aklımda 20 lira olarak kalmış. 20 lirayı toplayabilmek için 20 kuruşluk 100 anket doldurmak gerekiyor. Ortalama 10 günde bir anket açıldığını hesaba katarsak 100 anket 1000 günde yani 2,5 yıldan fazla bir sürede tamamlanabiliyor. Bu hesap açılan her ankete katılabileceğimiz varsayılarak yapıldı. 2 anketten birine katılabilsek 20 lirayı almak 5 yıldan fazla sürecek. Ama 10 anketten birine bile katılamıyoruz.

 

Bu hesap üzerine artık "yeni anket var" maili gelmesin diye sikayetvar.com sitesinin Anket uygulamasından çıkmak için bir link aradım. Hiçbir ayar hiç bir ayrıntı yok. Sitenin tümünden üyeliğimi silmek için üyeliği iptal ettim. "yeni anket var" mailleri gelmeye devam ediyor. Meğer üyelik iptal başvurum alınmış ve dört aydır öyle bekliyor.

 

Artık anket maili gelmesini istemiyorum.

 

 

Bir ay sonra şikayetiniz işleme konuldu diye yazmışlar:

 

 

Şikayetiniz Dikkate Alınmıştır

 

Sayın kullanıcımız,

Şikayetiniz dikkate alınmıştır. Gerekli değerlendirme ve düzenlemeler gerçekleştirilecektir.

Saygılarımızla

Sikayetvar.com

 

 

Ve aynı açıklamayla şikayetimi reddetmişler. Anlayacağınız şikayet hiç yayınlanmadı. Şikayetimin üzerinden 14 ay geçmiş, hala anket mailleri geliyor. Üyelik iptali talebim de on sekizinci ayını dolduruyor.

 

Değerli okuyucu, aklın varsa anket uygulamalarına itibar etme. Yukarıdaki şikayette teorik olarak bir hesap yapmıştım. Aradan geçen bir sene bu hesabı doğruladı. ŞikayetVar Anket'te ilk anketin yüklendiği 06 Nisan 2010 tarihinden bugün 6 Ekim 2011 tarihine kadar geçen 18 ay süre içerisinde toplam 12 anket hazırlanmış. İlk 11 anketin ücretleri anketler kısa olduğu için 0,40 TLnin altındaydı. Sonuncusu uzun olduğu için ücreti 0,40 TL. Hadi hepsi en yüksek fiyat 0,50 TLden olsun ve farzedin ki her ankete katılabildim. Bu 18 ay, yani bir buçuk yılda ancak 6 TL toplayabilmiş olurum. Bu hesapla paranın 20 TLye ulaşıp hesabıma yatabilmesi için de yaklaşık 5 yıl anket işiyle uğraşıyor olmam gerekecek. Bu da aylık 30 kuruş falan ediyor. İki ayda bir ekmek parası çıkarırsınız belki.

 

Şimdiye kadar 0,50 TLden bir anket bile açılmadığını ve anketlerin yarısına bile katılmanın zor olduğunu hesaba katarsanız akıllı adamın yapacağı iş değil. Gidin hamallık yapın daha iyi.

 

Sadece anket değil, şikayet ve çözüm mekanizması da insanı aptal yerine koyuyor. Müşteri dostu firmalar listesinden bankaların ve kodaman şirketlerin eksik olmaması ŞikayetVar'ın nasıl bir dönüşüm geçirdiğini göstermeye yeter. Bir banka şikayeti... Sonuç gülen bir baloncuk ve altında çözüldü işareti. Yalan! Utanmadan şöyle çözdük diye yazmışlar:

 

 

Sayın ***'in şikayeti hakkında ,

 

Müşterimize konu hakkında email ile detaylı bilgilendirme yapılmıştır.

 

 

Saygılarımızla,

 

*** BANKASI A.Ş .

HAKLI MÜŞTERİ HATTI

444 0 338

 

 

Bu bankanın incelediğim bütün şikayetleri böyle çözülmüş. Bir tane de bir GSM şebekesinin garip çözüm yönteminden örnek verelim. Şikayet oldukça basit ve açık:

 

 

*** Kocaeli'de Çekmiyor!

 

Yeni taşındığımız yerde İzmit'in göbeğinde telefonum çekmiyor. Sürekli cam kenarında tutmak zorundayım ve konuşurken sürekli telefon kesiliyor.

Şikayet kaydı oluşturmama rağmen hiçbir değişiklik yok.

 

 

Çözüm ise dalga geçer gibi:

 

 

Sayın Yetkili,

 

İlgili kayıtta yer alan konunun çözümlenmesi ve müşteri memnuniyetinin sağlanması açısından gerekli tüm inceleme ve işlemler yapılmıştır. Müşterimiz 05.10.2011 tarihinde aranmış, ancak kendisine ulaşılamamıştır. Müşterimize ulaşılamadığı ve *** Müşteri Hizmetleri’mizi arayarak konu ile ilgili detaylı bilgi alabileceğine dair kısa mesaj gönderilmiştir.

 

 

Müşterilerimiz her türlü talep ve soruları için *** ** ** numaralı *** Müşteri Hizmetleri'mizi haftanın 7 günü 24 saat arayabilir.

 

 

Saygılarımızla,

 

*** İletişim Hizmetleri A.Ş.

Müşteri Hizmetleri

 

 

Adam telefonunun çekmediğinden bahsetmiş zaten. Bir kısa mesaj göndererek Kocaeli'de çekmeye başlayan GSM şebekesini tebrik ediyoruz, ŞikayetVar yetkililerini de. Bir şikayet kaydı oluşturarak anında Kocaeli'ne baz istasyonu dikilmesini bekleyen adamı da, bu saçmalığı yazan kendimi de, bunu okuyanı da tebrik ediyorum.

 

KAYNAK: http://bunudasorgulayin.blogspot.com.tr/2011/10/anket-dolandrclg.html

 

 

20 Haziran 2016 Pazartesi

Memura 'maaş kütüğü' geliyor

'Maaş Kütüğü' adı verilen sistem ile kamuda çalışan milyonlarca memurun tüm maaş ve özlük haklarına ilişkin bilgiler tek çatı altında toplanıyor. İnsan faktörünün azaltılacağı sistemde sicil numarasının girilmesi halinde tüm veriler elektronik ortamda gelecek. Bakanlıklar arasında dereceler arasında da farklı girişlerin önüne geçilmesinin hedeflendiği sistemin önemli bir bölümü gerçekleştirildi. 'Kamu Personeli Maaş Kütüğü' oluşturulmasının hedeflendiği ve bu hedeflerin önemli bir bölümünün gerçekleştirildiğine dikkat çeken Maliye Bakanlığı kaynakları, devletin istihdam ettiği tüm memurların özlük bilgilerinin sistemde elektronik ortamda görülebileceğini belirtiliyor.

(Star)

Hemşirenin Paraları Çalındı

 Tekirdağ Malkara Devlet Hastanesinde görev yapan bir hemşirenin çantasından parası çalındı.


İddiaya göre, hastanede hemşirelerin kullandığı odaya giren bir şahıs, dolapları talan edip hemşire İ.Ç.'nin çantasından 370 Euro ve 100 lira çaldı. Paralarının çalındığını fark eden hemşire, polise şikayette bulundu. Olayın ardından güvenlik kameralarını inceleyen polisekipleri, şahsın yakalanması için çalışma başlattı

19 Haziran 2016 Pazar

Danıştay'dan flaş kıdem tazminatı kararı

Danıştay flaş bir karara imza atarak  ikramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, kira, aydınlatma, servis yardımı, yemek yardımı ve benzeri ödemeler kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmalı dedi.

Mevcut yasaya göre; en az bir yıl çalışan işçi kıdem tazminatına hak kazanıyor. Tazminat her bir yıl için 1 aylık brüt ücret kadar oluyor. Şu anda kıdem tazminatının tavanı 4092 lira. Bir yıl çalıştıktan sonra işten kendi isteği dışmda ayrılanlar kıdem tazminatı alabiliyor. Kıdem hesabmda bazı ince ayrıntılar işten ayrılırken daha fazla tazminat almanızı sağlayabilir. Danıştay'ın son kararı da buna örnek.


TÜM HAKLAR DAHİL EDİLMELİ

Nasıl mı? Açıklayalım, işten kendi isteği dışmda ayrılan bir işçiye çıplak ücreti üzerinden hesap yapılarak tazminat ödenmiş. îşçi bunun üzerine kıdem tazminatının sadece aldığı ücret değil bütün hakları ve yan ödemeleri içerecek şekilde hesaplanmasını istemiş.

İşveren de bunu kabul etmeyince olay yargıya taşınmış, dosya Danıştay'a kadar gitmiş. Danıştay da işçiye verilen bütün ödemelerin ve hakların hesaba dahil edilmesi gerektiğine karar verdi. Ne çalışan ne de işveren farkında!

Mahkemenin kararındaki en dikkat çekici konu ise işçilere ödenen 'özel sağlık ve hayat sigortasının' da kıdem tazminatına dahil edilmesi gerektiği hususunun özel olarak belirtilmiş olması.

Çalışanlarına özel sigorta yaptıran şirketler, kıdem tazminatı hesaplamalarında bu durumu genellikle göz ardı eder. Hatta çalışan ve kıdem tazminatını alan personelinin bir kısmı da bu durumun farkında bile değil.


PARA İLE ÖLÇÜLENLER

Danıştay 3'üncü Dairesi'nin kararma (Esas No: 2015/27588, Karar no: 2015/30902) göre; ikramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, kira, aydınlatma, servis yardımı, yemek yardımı ve benzeri ödemeler kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmalı.

İşçiye sağlanan 'özel sağlık sigortası yardımı' ya da 'hayat sigortası prim ödemeleri' de para ile ölçülebilen menfaatler kavramına dahil olup, tazminata esas ücrete eklenmeli. 

kaynak:gazetevatan

8 Haziran 2016 Çarşamba

TEOG PUAN HESAPLAMA NASIL YAPILIR?

Merkezi ortak sınavlarda alınan puanlar yıl sonu başarı puanı hesaplamasına dahil edilecek. Her dönem yapılan ortak sınavlarda ağırlıklı puanların hesaplanmasında; Türkçe, Matematik, Fen ve Teknoloji dersleri için dört; T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, Yabancı Dil ile Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi için iki katsayısı o dersin puanı ile çarpılarak her bir dersin ağırlıklı ortak sınav puanı hesaplanacak. Puanlama 700 tam puan üzerinden yapılacak.

700 üzerinden hesaplanan TEOG ortak sınav puanın üzerine 6. 7. ve 8. sınıf yıl sonu başarı puanları eklenip 2’ye bölünerek Teog Yerleştirme puanı elde edilir.

TEOG Puan Hesaplamayı örnek olarak açıklayacak olursak eğer;

TEOG ÖRNEK PUAN HESAPLAMA

1. Merkezi Sınav Puanı: 618.8564

2. Merkezi Sınav Puanı: 640

6. Sınıf YBP: 75

7. Sınıf YBP: 82

8. Sınıf YBP: 85

Merkezi Sınavların Ortalaması: 629.4282

Üç Yıın YBP: 242

629.4282+242=871.4282

871.4282/2= 435.7141

3 Haziran 2016 Cuma

YÖK'ten, akademik kadro ilanları için uyarı

YÖK, geçtiğimiz ay içerisinde tüm üniversitelere yazı gönderdi.

Gönderilen yazıda, öğretim üyesi ilanlarında kişiye özgü ilanlara yer verilmemesi istendi.

İŞTE YÖK'ÜN YAZISI

 

  

2 Haziran 2016 Perşembe

EMNİYET AMİRİ GÖZALTINA ALINDI

Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla Kocaeli merkezli 7 ilde başlatılan Paralel Yapı operasyonu kapsamında Karabük Emniyet Müdürlüğünde görevli Emniyet Amiri O.Ö. gözaltına alındı.

Kocaeli merkezli İstanbul, Bursa, Adana, Sakarya, Denizli ve Karabük illerinde Fetullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) yönelik yapılan operasyonlarda 88 kişinin gözaltına alınmıştı. Operasyon kapsamında Karabük Emniyet Müdürlüğü’nde görevli Emniyet Amiri O.Ö. de gözaltına alınarak Kocaeli’ne gönderildi. 

Akdağ: ''Sezaryenle doğum insanlık suçudur''

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, sezaryenle doğum yöntemiyle ilgili "Suni bir algı ile entelektüel ortam oluşturup ihtiyaç yokken doğum yapacak bir kadını ameliyat ederek çocuğunu tabi yoldan doğurmasını engellemek, bana göre bir insanlık suçudur. Malpraktis dediğimiz kötü hekimlik uygulamasıdır." dedi.

Bakan Akdağ, Ankara'da bir otelde düzenlenen kahvaltılı basın toplantısında sağlık muhabirleriyle bir araya geldi. Yediden yetmişe herkesin, anne karnından kabre girinceye kadar sağlık konusu ile alakalı olduğunu ifade eden Akdağ, ilgilendikleri grubun sadece 79 milyon vatandaş olmadığını, anne rahminde olan bebeklerle beraber 80 milyonluk bir popülasyonla ilgilendiklerini söyledi.

Türkiye'de 2005'li yıllarda kanserle ilgili yaptıkları bir çalışmayı anımsatan Akdağ, bu çalışmanın sonucunda insanların yüzde 70'den fazlasının bilgileri televizyondan öğrendiklerini belirlediklerini söyleyerek, bu konuda medyaya büyük görev düştüğünü vurguladı.

Sağlık Bakanlığı olarak en çok önem verdikleri alanlardan ikisinin "sağlık okuryazarlığı" ve "sağlıklı yaşamı geliştirme" olduğunu ifade eden Akdağ, önümüzdeki dönemde çok yoğun olarak bu mecraları kullanacaklarını söyledi.

Aile hekimleri ve sağlık çalışanlarıyla, hastanelerde kullanılacak ekranlarla, el ilanlarıyla, okullardaki faaliyetlerle bilgilendirme çalışmaları yürüteceklerini belirten Bakan Akdağ, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri ile de ortak çalışmalar yürüteceklerini dile getirdi. Akdağ, Türkiye'de önümüzdeki 10 yılda sağlık okuryazarlığı ve sağlıklı yaşam bilincinin geliştirilememesi durumunda sağlık sisteminin sürdürülebilirliğinin riske gireceğine vurgu yaptı.

Sigaradan korunma ve kaçınma, sigara içenlerin sigarayı bırakması, sigara içmeyenlerin sigaraya başlamaması, şişmanlık ve hareketsizlik konularında da çalışmalar yapacaklarını ifade eden Akdağ, "Bu birbiriyle bağlantılı alanlar üzerinde çok hassasiyetle duracağımız, sizlerle buna odaklanacağımız yıllar olacak. Fert olarak sağlıklı olma imkanına kavuşuyoruz bunlardan korunursak. Belki bunlara alkolden kaçınmayı da eklemek lazım. Türkiye'de alkol kullanımı Avrupa ile kıyaslandığında burada avantajımız var. Sigara konusunda birçok Avrupa ülkesinden daha sık kullanımla karşılaşıyoruz. Şişmanlık ve hareketsizlikte ise dünyada süper ligin ilk takımları arasındayız. Finlandiya'da gününü hareketsiz geçiren kişilerin oranı yüzde 25 iken Türkiye'de gününü hareketsiz geçirenlerin oranı ise yüzde 75. Aracımızı iş yerimizin ya da evimizin yüz metre ötesine bile park edemiyoruz. İki ya da üç katlı apartman dairesine asansör ile çıkmak istiyoruz. Düzenli egzersiz yapan vatandaşlarımızın sayısı az." ifadelerini kullandı.

Akdağ, eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'na, "bisiklete binme kampanyası" için teşekkür etti. Bunun önemli bir girişim olduğuna değinen Akdağ, benzer çalışmaların devam edeceğini, toplumda hareket etme alışkanlığının geliştirileceğini söyledi.

Toplumu hastalıklardan koruma açısından bunun önemli bir hedef olduğunu dile getiren Akdağ, ikinci hedefin ise erken tanı olduğunu bildirdi.

Bu kapsamda aile hekimliği ve kanser tarama merkezlerinin çalışmaları sayesinde Türkiye'de kanserle ilgili erken teşhis noktasında, özellikle kolon ve serviks (rahim ağzı) kanserleri konusunda büyük mesafe alındığını söyleyen Akdağ, diyabet ve kronik hastalıklar için de erken tanının önemine işaret etti.

Akdağ, "Hastalanan insanların tedavi edilecekleri yerlere kolay ulaşmaları ve kaliteli hizmet almaları gerekiyor. Bunun için de bütün dünyaya örnek olan ambulans sistemimizin biraz geliştirilmesi gerekiyor. Özellikle metropol kentlerde ve İstanbul'da. Şehirlerde ihtiyacı olan kişilere ambulansın ilk 10 dakika içerisinde ulaşma oranı yüzde 95'lere çıktı. Maalesef bu İstanbul'da yüzde 80'in altında. İstanbul'da yoğun bir trafik var. İlk hedeflerimizden biri de İstanbul'u bu anlamda daha da kuvvetlendirmek." diye konuştu.

Kalp krizi geçiren kişinin, ara merkeze götürülmeden doğrudan müdahale edilebilecek bir sağlık kuruluşuna sevk edilmesine yönelik planlama yapılması gerektiğine işaret eden Akdağ, bu planlamanın, vatandaşın bilinçlenmesi ve onun taşınmasından başladığını belirtti.

Vatandaşın bu konuda "farkında olma" noktasının zayıf olduğunu ifade eden Akdağ, "Birçok insan göğüs ağrısının geçmesini evinde bekleyerek zaman kaybediyor. Ankara'da bir aile dostumuz, orta yaşlı bir erkek göğüs ağrısını "midem ağrıyor" diyerek evinde bekleyerek geçirdi. Ambulans evine gittiğinde hayatını kaybetti. Bir insanın göğsünde ya da göğsüne yakın bir yerde ağrısı varsa bu ağrıyı asla kendine göre yorumlamamalıdır, derhal 112'yi aramalıdır. Bu ağrı basit bir ağrı da çıkabilir. Kas ağrısı dahi olabilir." dedi.

Akdağ, anne ve bebek ölümleri konusunda da Türkiye'nin çok mesafe aldığına değinerek, anne ölümlerinin her yüz bin canlı doğumdan 14'e kadar indirildiğini, bu konudaki hedeflerinin 2023 yılına kadar bunu 10'un altına indirmek olduğunu söyledi. Akdağ, bebek ölüm oranını ise her bin canlı doğumda 5'in altına indirmeyi hedeflediklerini bildirdi.

- "Şehir merkezlerinde gelişmiş aile merkezleri olacak"

Aile hekimliği merkezlerine ilişkin yapılacak çalışmalar hakkında bilgi veren Akdağ, şöyle devam etti:

"Sağlık ocaklarından aile hekimliğine geçerken birkaç basamak yükselmiştik. Aile hekimliği merkezlerini, psikolog, fizyoterapist, ağız diş sağlığı gibi hizmetlerle geliştireceğimiz şehir merkezlerinde biraz daha büyük, kompakt merkezler haline dönüştüreceğiz. Hizmet alma imkanımız daha da artacak. Hastane hizmetleri açısından kamudaki sağlık hizmetini, hastanelerimizde de güçlendirmeye devam edeceğiz. Kamuda verilen sağlık hizmeti ne kadar güçlü olursa özel sektörden de bu ölçüde kaliteli ve hizmet satın alabiliriz. Türkiye'deki özel hastanecilik hizmetlerinin gelişmesi vatandaşlarımızın yararınadır ama belli bir ölçüye kadar. Kamunun verdiği hizmetlerin oranının yüzde 70'in altına düşmemesi lazım. Özel sağlık sektöründen de vatandaşı üzmeyecek, ödeyemeyeceği rakamların çıkarılmayacağı biçimde hizmet satın alabiliriz."

Ailelerin yıkıcı sağlık harcamalarından korunması gerektiğini vurgulayan Bakan Akdağ, bir aile yıllık gelirinin yüzde 40'ını sağlık için harcamışsa buna yıkıcı sağlık harcaması denildiğini belirtti.

Sağlıkta memnuniyet oranlarının yüzde 39'lardan yüzde 75'e çıktığını ifade eden Akdağ, bu oranı yüzde 80'lere çıkarmayı hedeflediklerini bildirdi.

Akdağ, bir önemli hedeflerinin de Türkiye'de sağlık endüstrisini geliştirip gerek ilaç gerek tıbbi ilaç konusunda yerli üretimi sağlamak olduğunu kaydetti.

Şehir hastaneleri projesine de değinen Akdağ, şehir hastanelerinin 41 bin yeni yatakla planlandığını belirtti.

Akdağ, 27 bin yatağının ihale edildiğini, geriye kalan 14 bin yatağın da önümüzdeki bir yıl içinde ihale edilmesinin planlandığını dile getirerek, bu yıl içerisinde Mersin ve Yozgat şehir hastanelerinin hizmete gireceğini aktardı.

Şehir hastanelerinin geniş bir kampüs, tamamen yeşil bir çevre ve vatandaşın hastaneye adım attığı andan itibaren her aşamada konfor ve hizmete erişiminin kolaylaştırıldığı bir şekilde planlandığını anlatan Akdağ, "Doktorların ve diğer sağlık çalışanlarının farklı hastaneler arasındaki ilişkiyi kolayca kurabilecekleri bir ortam. Bilkent'teki kampüste 8 ayrı hastanemiz var. Bu 8 ayrı hastane, binanın hiç dışına çıkmadan binaların içindeki geniş yürüme yollarıyla birbirine ulaşabilecek durumda. Bu kadar geniş bir alanda en uzak iki nokta arasında mesafe yürünerek geçilecek şekilde olacak. Bunlar kamu-özel ortaklığı ile yapılıyor. Patron her zaman devlet olacak." dedi.

- "Sezaryen insanlık suçudur"

Akdağ, sezaryen konusu her gündeme geldiğinde muhalefet eden birilerinin çıktığını belirterek, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ), ülkelerde sezaryen uygulamasının ortalama yüzde 15 ila 20 olmasının tıbbi ihtiyaçları karşıladığını raporladığını anımsattı. Akdağ, dünyanın en gelişmiş İskandinav ülkelerinde sezaryen oranlarının yüzde 15-20 civarında olduğunu, Türkiye'de ise bu oranının yüzde 50'nin üzerine yükseldiğini belirtti.

Akdağ, şöyle devam etti:

"Suni bir algı ile entelektüel ortam oluşturup ihtiyaç yokken doğum yapacak bir kadını ameliyat ederek çocuğunu tabi yoldan doğurmasını engellemek bana göre bir insanlık suçudur. Malpraktis dediğimiz kötü hekimlik uygulamasıdır.

Bundan birilerinin çıkarı var. Kamu hastanelerinde sezaryen oranları yüzde 35'lerde iken özel hastanelerde sezaryen oranları yüzde 65'lerde. Bu size bir şeyler söylemiyor mu? İhtiyaç olduğunda sezaryen kaçınılmaz bir gerekliliktir ve elbette yapılmalıdır. İhtiyaç yokken sezaryen yapılması kötü hekimlik uygulamasıdır. Yerine göre para kazanma hırsından, yerine göre hamile kadının yanlış yönledirilmesinden, yerine göre de orada işlerin bir an önce bitirilme arzusundan kaynaklanıyor.

Doğum yapan hanımlar bilirler, ilk doğum uzun sürer. Sağlık kuruluşu için de oradaki ekip için de hamile kadını ameliyathaneye alıp narkoz verip karnını yarıp bebeğini çıkarmak çok pratik görünüyor. Bu çok yanlış bir uygulama. Açıkçası bu işi yapanların zihniyeti açısından en hafifi ile istismardır. Türkiye Cumhuriyeti'nin Sağlık Bakanı olarak buna gücüm yettiğince müsaade etmeyeceğim."

Ramazan öncesinde de tavsiyelerde bulunan Akdağ, iftarda ve sahurda fazla yemek yenmemesini önerdi. Akdağ, ramazanın bir İslami ibadet olduğunu ifade ederek, buna riayet eden kişilerin diğer İslami kurallara riayet etmelerinin de sağlıkları açısından iyi olacağını söyledi.

Akdağ, "Bugün ilan etmiyorum ama bu hususta başlatacağımız bir kampanya ile ben de kaç kilo vereceğimi Türk halkına ilan edeceğim. Kendimi de taahhüt altına sokacağım." dedi.

(AA) 

O öğretmen görevinden uzaklaştırıldı

O öğretmen görevinden uzaklaştırıldı Bolu'da görev yaptığı okuldaki 7 öğrenciyi darbettiği ileri sürülen öğretmen görevinden uzaklaştırıldı.

 

İddiaya göre, Alıçören Köyü Ortaokulunda eğitim gören 7 öğrencinin ailesi, Türkçe öğretmeni H.T'nin farklı zamanlarda çocuklarını darbettiği ve çocuklara hakaret ettiği iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.

Ailelerin şikayeti üzerine öğretmen hakkında adli ve idari soruşturma başlatıldı.

Öğrenciler, öğretmenlerin kendilerine şiddet kullandığı ve küfür ettiğini, bazı meslektaşlarına da hakaret ettiğini ileri sürdü.

Bolu Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, Bolu Merkez Alıçören Köyü Ortaokulunda Türkçe öğretmeni olarak görev yapan H.T'nin, öğrencilere küfür ve hakaret ederek şiddet uyguladığı iddialarıyla ilgili başlatılan inceleme kapsamında Valilik makamının onayıyla görevinden uzaklaştırıldığı belirtildi.

Öğretmen hakkında başlatılan idari ve adli soruşturma sürdürülüyor.

Haberdata.com Güncel Son Dakika Haberleri